TÜM ALFABELERLE YAZILMIŞ, DÖRT YÖNDEN OKUNAN BİR KİTAP, YENİ ŞAFAK, 2007

Tüm alfabelerle yazılmış, dört yönden okunan bir kitap

05.09.2007
YENİ ŞAFAK GAZETESİ

Anlatılan odur ki İsrafil, surunu üfleyişi ile hayatı sona erdirecek, ikinci üfleyişi ile dünyanın kuruluşundan bu yana tüm ölenleri canlandıracak, üçüncü üfleyişi ile herkesi mahşer meydanında toplayacak ve şimdi kanatları altında geçen bu roman ile sizi merakta bırakacak. Hem1950’li yılların İstanbul’unda, hem de 1700’lü yılların Osmanlı İmparatorluğu’nda geçen “İsrafil’in Kanatları”, her iki zamana yapılan geçişlerle akan bir roman. Kitap bu nedenle hem 1950’lerin İstanbul’u hem de 1700’lü yılların Osmanlı’sının günlük hayatına yönelik ipuçları içerirken, tarihi olaylara da dokunup geçiyor.

1950’li yıllarda, paşa dedesinin bahsettiği gizemli bir kitaptan çok etkileniyor Ömer. Dedesinin anlattığına göre, sağdan sola, soldan sağa, yukarıdan aşağıya ve aşağıdan yukarıya olmak üzere dört taraftan da okunabilen, her yönden farklı bir anlam veren, 444 sayfa ve dört bölümden oluşan ve içinde kainatın sırlarını içeren bir kitap vardır. Başta kitabın varlığına inanmayan ve bunu çok önemsemeyen Ömer, ilerleyen yıllarda kitabı yazılış biçimi bakımından ilginç bulur ve yakın arkadaşları olan Raffi, David, Teodor’a kitaptan bahseder. Artık bu dörtlünün ilgi odağı kitap olmuştur. Dörtlüden her biri kendi yöntemiyle yaptığı araştırmalarla kitabın izini bulmaya çalışır. Aynı çaba 1700’lü yılların Osmanlı İmparatorluğu’nda bir Fransız olan Emile Gautier tarafından da gösterilmektedir ama bir farkla; Gautier kitabı bulmaya değil, okumaya çalışmaktadır. Emile Gautier kitabın sahibidir.

Yazılırken neredeyse dünyadaki tüm alfabeler kullanılmış gibi gözüken kitap, üzerinde İsrafil’in soluk bir sureti bulunan, kapalı bir kutu gibidir. Ancak kendini hafifçe açacak, anlamını bir parça gösterecek olsa etrafa korku saçmaktadır. Dört kafadar ise kitabın sırrını bulabilmek için şifre gibi gözüken dört rakamından yola çıkarak tasavvuf, kabala, sator karesi gibi öğretilerin hepsini gözden geçirmektedir. Ömer dedesinin daha önce kitabı bulmuş olabileceği düşüncesiyle dedesinin kitaplarını okumaktadır. Diğer yandan kitaptan devrin sultanı Mahmud’un haberi olur. Kitabın peşine düşen bir grup insanın elinden geçen kitap, en son Topkapı Sarayı’ndaki Nadir Şah’ın tahtının arkasında bulunan gizli bölmede unutulur.

“Da Vinci Şifresi”nin yayınlanması ve büyük ilgi görmesi üzerine, kayıp kutsal eşya, kayıp şifreler, kayıp kitapların izini süren çok sayıda kitap yazıldı. Mistik bir temele oturan macera romanları ilgi çekiyordu. Hakan Yaman’ın kitabı konusu itibariyle bu rüzgara tutunmuş bir kitap olarak görülebilir. Ancak Yaman, ilk kitabı olan romanını 2000 yılında, yani bu furyadan daha önce yazmaya başlamış.